Kayseri
’nin orta
bölümünde,
ın eteklerinde modern bir il. Kuzey ve kuzeybatıda
, Kuzey ve kuzeydoğuda
, doğuda
, güneyde
, güneybatıda
, batıda ise
illeriyle çevrilidir. 34°56’ ve 36°59’ doğu boylamları ile 37° 45’ ve 38° 18’ kuzey enlemleri arasında yer alır.
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri (eski Mazaka, Kaisareia), klasik çağlarda
adı verilen bölgededir.
'ın güneyinde bulunan bu bölge,
'nden
kadar uzanır.
buradan geçer. Bu nedenle her çağda tüm ulusların ilgisini çekmiş ve pek çok uygarlıkların beşiği olmuştur. Kayseri, M.Ö. 4000 ile M.S. 2000 olmak üzere 6000 yıllık bir tarihe sahiptir. M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu’ya gelen
, Kayseri’ye 22 km uzaklıkta bulunan Kültepe (Kaniş) şehrini kurmuşlardır. Kültepe, Kayseri ovasının en büyük şehri ve
’nun en büyük höyüklerinden biridir. Kültepe’nin hemen yanında yer alan Karum’da (Pazarşehir) yapılan kazılarda bu döneme ait çivi yazısı ile çeşitli yazılı tabletler bulunmuş ve bu tabletlerden
tüccarlarla Hititli yerliler arasındaki ticari ilişkilere ait bilgiler elde edilmiştir. Kültepe, M.Ö. 4000 yılından Roma devri sonuna kadar devamlı olarak yerleşme görmüştür.
Tarih ve kültür zenginliği yanında ileri bir sanayi merkezi olan Kayseri’nin pastırması ve
dünyaca meşhurdur. Trafik numarası 38’dir.
İsminin kökeni
Kayseri’nin eski ismi “Mazaka” bilahare “Evsebia” (Evsebela) idi. Bu kenteline geçince İmparator Tibetius bu kenti imar etti. Üvey babası ve selefi Augustus’un hatırasına Latince “imparator şehri” manasına gelen “Caesarea” dendi. Zamanla “Kaysera” olarak anıldı.
bu şehri fethedince “Kayseri” ismi ile anılmıştır.
“Kaysariye” şeklinde kullanmışlardır.
Nüfusu
2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Kayseri İli'nin toplam nüfusu 1.060.694'tür. Toplam nüfusun 732.410'u şehirlerde, 328.284 kişi ise köylerde yaşamaktadır. İlçeler arasında Kocasinan İlçesi 321.032 nüfusu ile ilk sırayı alırken, Akkışla İlçesi 9.864 nüfusu ile son sırada yer almaktadır. Kayseri İli, Türkiye toplam nüfusunun (67.803.927), yüzde 1,6'lık bir bölümünü oluşturmaktadır.

KAYSERİDE GEZİLECEK YERLER
GÜRGÜPOĞLU KONAĞI
Listemizin ilk sırasında 600 yıllık tarihe sahip, Osmanlı mirası Gürgüpoğlu Konağı var. Haremlik ve selamlık diye iki bölmenin olduğu konak kesme taştan yapılmış. Konağın bahçesi mimarisine uygun şekilde dizayn edilmiş. 1995 yılında alınan bir kararla Etnografya müzesi olarak kullanılmaya başladı. Müzede Selçuklulardan kalma tarihi eserler sergileniyor.
KAPUZBAŞI ŞELALESİ
Kayseri’nin doğal güzelliklerinin de oldukça ilgi çektiğine değinmiştik. Kapuzbaşı şelalesi de Kayseri’nin dünyaca ünlü mekanları arasındadır. Dünyanın en büyük ikinci şelalesi olma özelliğini taşımakla beraber çevresinde yapılan bazı düzenlemeler de buraya iltifat eden yerli ve yabancı turistlerin güzel vakit geçirmesini sağlıyor.
SOĞANLI HARABELERİ
Kayseri, Hıristiyanların ilk zamanlarında yoğun olarak yaşadıkları şehirlerden birisidir. Özellikle de baskı altında kalmış Hıristiyanlar Kayseri sınırları içerisinde kendilerine güvenli yaşam yerleri inşa etmişlerdir. Bugün harabe haline gelmiş küçük şehrin kalıntılarından anlaşıldığı üzere bu bölgede yoğun olarak kilise yapılmış ve bölge adeta bir ibadet merkezi haline getirilmiştir. Yapı olarak Ürgüp ve Göreme’yi andırır. Yapılan araştırmalara göre 4. Yüzyılda inşa edildiği tespit edilmiştir.
SAHABİYE MEDRESESİ
Kayseri’de medeniyet kurmuş her devlet burada kendinden eserler bırakmıştır. Şehirde gezerken sıklıkla Selçuklu mimarisine ait örneklerle karşılaşabilirsiniz. Medresenin en dikkat çeken kısmı ise taş işçiliğinin ender örneklerinden birinin sergilendiği giriş kapısıdır. Taç kapı olarak bilinen bu kapı üzerinde oldukça ilgi çekici işlemeler bulunuyor. Medresenin yapılma tarihi 1267 olarak biliniyor. Banisi ise Selçuklu veziri Sahib Ata Fahreddin Alidir. Medresenin iç yapısı avlu etrafında konuşlandırılmış ders odalarından oluşur. Genel şekli ise dikdörtgendir. Medrese bugün, içinde sahafların olduğu bir ticaret merkezi konumundadır.
HUNAT HATUN KÜLLİYESİ VE CAMİSİ
Kayseri merkezde bulunan Hunat Hatun Külliyesi ve Camii adını banisi olan I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi ve I. Alaattin Keykubat’ın eşi Mahperi Hunat Hatun’dan alır. Yapının inşa tarihi 1238’dir. Genç yaşta kız kardeşi vefat eden I. Gıyaseddin Keyhüsrev onun adına Gevher Nesibe Hatun Şifahanesini inşa ettirmiştir. Külliyenin içinde cami, medrese, hamam ve türbe bulunur. Osmanlı Devleti’nin son padişahlarından Sultan II. Abdülhamid Han külliye içerisindeki caminin minaresini yaptırmıştır. Medresenin bir kısmı ise Etnografya müzesi olarak kullanılıyor. Külliye içerisindeki türbe sekizgen piramit şeklinde olup üç sanduka barındırmaktadır. Kompleksin içinde bulunan hamam ise hem erkekler hem de kadınlar bölümü olmasından dolayı çifte hamam olarak adlandırıyor. Selçukludan günümüze kalan bu enfes yapıyı mutlaka görmelisiniz.
ERCİYES DAĞI
Kayseri’nin doğasına, manzarasına, havasına etki eden, güzelliğine güzellik katan bir yer Erciyes dağı. Kayak turizminin Türkiye’deki merkezleri arasında yer alan Erciyes dağı kayak merkezi diğer kayak merkezleri arasında ekonomik farkıyla ön plana çıkıyor. Kayseri’nin herhangi bir yerinde bir çay bahçesi bulup çayınızı yudumlarken beyazlarla örtülü dağ manzarasının tadını çıkarabilir, serin havasını içinize çekebilirsiniz. Ayrıca günübirlik ziyaret etmek isteyenleri de Erciyes dağının zirvelerinden müthiş bir Kayseri manzarası bekliyor.
ALİ DAĞI YER ALTI ŞEHRİ
Türkiye’nin neresini kazsanız eski çağlara ait bir yeraltı şehri çıkıyor karşınıza. Ali Dağı Yer Altı Şehri de bunlardan biri. Şehir Hıristiyanlığın yasaklandığı dönemlerden kalma. Yeni keşfedilmiş olan mekan henüz tam olarak ziyarete açılmamış. Hıristiyanların imparatorların zulmünden kaçmak için bu şehri oluşturduğu ve buralarda gizlendiği tahmin ediliyor. Bazı kısımları sularla kaplı olan şehrin bir kısmını gezerken botlara biniyorsunuz. Bazense mağaralarda gezerken eğilmeniz gerekiyor.
KAYSERİNİN NEYİ MEŞHUR?
Kayseri tarihi mekanlarıyla olduğu kadar yiyecekleriyle de meşhurdur. Bu şehrin kendine özgü yemekleri zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış fakat Kayseri’deki lezzetin yeri her zaman başka olmuştur. Buraya kadar gitmişken bu lezzetleri yerinde tatmadan dönmek olmaz. İşte Kayseri’nin en meşhur yiyecekleri…
PASTIRMA VE SUCUK
Kayseri yemekleri denince şüphesiz akla ilkin pastırma ve sucuk gelir. Soğutma imkanlarının kısıtlı olduğu zamanlarda etlerin bozulmaması için belirli baharatlarla karıştırılıp bir şekil verilmesiyle oluşmuş yiyecek çeşitleri olarak meşhurdur.
TEPSİ KÜLBASTISI
Koyun külbastısının soğan suyu, tarçın kabuğu ve baharatlarla karıştırılıp harmanlanmasıyla oluşturulan bir yemek çeşididir. Karışım kuzu karın zarına sarılarak fırına konur. Güzelce pişen yemek zarı kaldırılarak bulgur pilavıyla servis edilir. Külbastının kalitesi etin tam pişmesinden ve ağızda dağılmasından anlaşılır. Ayrıca tarçın kokusu da yemekte hissedilir olmalıdır. Başka bir şehirde kolay kolay bulamayacağınız bu lezzeti mutlaka Kayseri’de tatmalısınız.
DEVELİ CIVIKLISI
Develi cıvıklısı Kayseri’nin hamur işi yemeklerindendir. Ancak bir yemeği Kayserililer yapar da etsiz olur mu? Katiyen olmaz. Mayalanmış hamurun içine yağlı koyun etiyle birlikte soğan biber ve domates de eklenir. Develi cıvıklısının pişirilmesi içinse enteresan bir şart mevcut. Pişirileceği fırının özel olması ve taşının Erciyes dağının Kartın tepesinden getirilmiş olması gerekiyor. İlginç bir lezzet sizi bekliyor.
MANTI
Artık marketlerde bile paketlenmiş olarak satılan mantının asıl çıkış yeri Kayseri’dir. Ve mantı Kayserililerin övündükleri yemeklerin başında gelir. İnce açılmış hamurun içine kıyma, soğan ve isteğe göre sarımsakla oluşturulmuş karışım azar azar konur ve hamur bohça şeklinde kapatılır. Genelde mantı yapmak isteyen ev hanımları hazırladıkları bu mantı parçalarını haşlamayı tercih ederler. Fakat Kayserililerin kendilerine özgü yöntemleri vardır. Onlar mantıyı fırında pişirmeyi tercih ediyorlar. Mantıları fırına koymadan önce üzerine et suyu, tuz ve biraz yağ dökülmesi de yine Kayseri’ye özgü yöntemlerden. Fırında pişen mantıların üzerine en son sarımsaklı yoğurt ve onun da üzerine yine baharatlarla hazırlanmış salçalı sos dökülerek mantılar servise hazır hale getirilir. Afiyet olsun…
ALTIN KESESİ
Kayseri yemekleri listemizde sıradaki yiyecek bir tatlı türü. Altın kesesi olarak adlandırılan bu tatlının hamuru un, yumurta ve sütün haricinde bir de tahin ve kakao karıştırılarak hazırlanıyor. Tatlının kendine özgü koyu rengini veren de kakaosu. Tarifine göre hazırlanan kremasının içine dökülmesiyle tamamlanan tatlı fırında pişiriliyor. Kese şeklindeki tatlı kürdanla tutturulup servis ediliyor.
KAYSERİLİ ÜNLÜLER
İş dünyasına yön verenlere baktığınızda aralarında Sabancı ve Has ailelerinin de olduğu meşhur simaları görürsünüz. Ancak Kayseri’nin topluma kazandırdığı insanlar sadece iş dünyasından oluşmuyor. Siyaset ve sanat aleminden de isimlerine ve yüzlerine aşina olduğumuz kişiler var. Siyaset dünyasından Kayserili olanların başında kuşkusuz 11. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül. Yine aynı dönemde siyaset yapmış eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da Kayserili siyasilerden. Uzun yıllar Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapmış Mehmet Özhaseki de Kayserinin sevilen ünlülerinden. Bunların yanında sanat dünyasından şair İsmet Özel, oyuncu Hasan Kaçan, şair ve yazar Behçet Kemal Çağlar’ın yanında Göksel Arsoy, Savaş Yurttaş, Ulgar Mazakoğlu gibi ünlü isimler de bulunuyor.
KAYSERİDE FUTBOL
Kayseri Türkiye Süper Ligine iki önemli takım kazandırmış olmakla da ayrıcalıklı bir şehirdir. Kayserierciyesspor ve Kayserispor bu şehrin iki önemli takımıdır.




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder